KURAL
KURAL I Kasaba bugün bir başka güzeldi. Kozalaklarından çıkıp özgürlüklerine kavuşan kelebekler gün batımının o eşsiz renk orkestrasıyla buluşunca burası sadece bir sokak olmaktan çıkar, insanoğlunun dilinden düşürmediği cennetin ta kendisi oluverirdi. Bu eşsiz ahenge hak ettiği değeri vermek isteyen, onu onurlandırmak isteyen bir güzellik, içindeki coşkunun esaretini bitirmek istercesine dans etmeye başladı. Ona bahşedilmiş tüm uzuvlarını öyle muazzam bir harmoni içinde kullanıyordu ki ayakları sanki yerden kesilmiş, birkaç santim havadaymış gibi hissediyordu. Tam doğaya olan minnetini göstermeyi bitirecekken etrafında birdenbire kapkara bir kül fırtınası oluştu. Başındaki tacı uçmasın diye narin elleriyle sıkıca tuttu onu. Fırtına dinince içinde anlamlandıramadığı bir sıkıntı hissetmeye başladı. Yüzünde sanki bir şeyler hareket ediyordu ama eliyle yoklayınca anormal bir şey hissetmedi. Eve dönüp doğruca odasına çıktı